1990’lı yılların başında internet, geleceğin altın madeni olarak görülüyordu ve internetin yaygınlaşmasıyla birlikte bu alana büyük miktarlarda paralar yatırıldı ve bir sürü internet tabanlı işletme doğmaya başladı.
Bu alanda iş yapan girişimciler yeni dijital dünyada birer kâşif gibi görülüyordu. “.com” uzantısına sahip olan ve “dot-com şirketleri” olarak anılan şirketlerin isimleri gazetelerin manşetlerini süslüyor, televizyon programlarında başarı hikayeleri anlatılıyordu.
Ancak herkesi etkisi altına almış bu büyülü dünyanın içinde herkesin göremediği bir tehlike vardı.
İnternete olan ilgilinin âdeta bir çılgınlık hâline gelmesi uzun sürmedi. Aşırı hızlı büyüme aynı zamanda büyük bir tehlike demekti ancak dijital dünyanın büyüsü herkesi etkisi altına almıştı.
Özellikle 1995 ile 2000 yılları arasında, “dot-com” şirketlerine yapılan yatırımlar astronomik seviyeleri gördü.
Çılgınlık derken abarttığımızı düşünmeyin. Herhangi bir iş plan bile olmayan şirketler milyonlarca dolar fon toplayabiliyordu.
Birçok internet şirketi halka arzlar ile ciddi sermayeler elde etti.
İnsanların internetin geleceğine inancı çok büyüktü ve bu alanda faaliyet gösterecek olan her şirketin başarılı olacağı inancı yaygınlaşmıştı.
Şirketlerin değerlemeleri büyük bir hızla arttı ve yatırımcılar da büyük kazançlar elde etme umuduyla bu hisse senetlerine yatırım yaptı.
Medyanın da etkisi büyüktü tabii. Devrimsel nitelikte olan internet ile ilgili olan her gelişme haber niteliği taşıyordu. Bu da daha fazla yatırımcının bu piyasaya girmesine sebep oldu.
2000’li yıllara gelindiğindeyse acı gerçek ortaya çıktı ve yatırımcıların güveni sarsıldı.
Yatırım alan “dot-com” şirketlerinin birçoğunun sağlam bir iş modeli yoktu ve sürdürülebilir bir kazanç sağlayamazlardı.
Bu gerçeğin ortaya çıkması yatırımcıların internete olan güvenini derinden sarsarak bu sektöre olan inançlarını kırdı.
Böylece bir krizin ilk adımlarından olan panik satışları başladı.
Daha büyük kayıplar yaşamamak adına ellerindeki hisseleri hızla satmaya çalışan yatırımcılar arasında panik dalgası vardı.
Yapılan satışlar hisse fiyatlarının daha da düşmesine sebep oldu. Piyasadaki ani fiyat düşüşleri sebebiyle NASDAQ borsası çöktü.
Bu durum birçok “dot-com” şirketinin batması ve birçok yatırımcının yatırımlarını kaybetmesiyle sonuçlandı.
Özetle, yatırım dünyası ve ekonomi tarihindeki en önemli olaylardan biri olan “dot-com” balonu teknolojinin hızla geliştiği bir dönemde bu tarz çılgınlıklara kapılmayarak daha bilinçli olmanın önemini vurguluyor.
İlginizi çekebilecek diğer içeriklerimiz: